İstanbul işgal altındadır
1 9 2 0
*KIZILAY*’ın çağrısıyla İstanbullular, Ankara’ya para yardımı yapmak için sabah gazetelerin önünde sıraya girmişler …
İleri gazetesinin dar iderhanesine sığmayanların büyük bir kısmı, dışarda kalmıştı.
Kaldırımın sonunda bir işgal devriyesi göründü …
Düzenli adımlarla yaklaşmaya başladı.İşgal askerlerine, her zaman kenara çekilerek yol veren İstanbul’lular, bu sefer kıllarını bile kıpırdatmadılar …
Devriye kolu, kalabalığın arasından geçmeyi göze alamadı, yola inerek geçip gitti …
İçerde, daha afyonu patlamamış olan huysuz idare memuru, bir deftere, söylene söylene, bağış yapanların adını ve bağış miktarını
yazıyordu;
“Kahveci Ali, 100 kuruş”
“Eskici Yusuf, 50 kuruş”
“Hallaç Asım, 75 kuruş”
“Bakkal Ahmet, 100 kuruş”
“Terlikçi Adem, 200 kuruş” …
Sırada, küçük cılız bir oğlan vardı. Bir önceki bağışçının çocuğu sanan memur, öfkeyle, yürüyüp yol vermesi için işaret etti. Ama çocuk yürümedi,
büyük bir ciddiyetle, bütün servetini çıplak masanın üzerine bıraktı;
“Hasan, 5 kuruş” …
Suratsız idare memuru birdenbire gözleri doldu.
Ağladığını göstermemek için yüzünü, kocaman mendilinin arkasına saklayarak gürültü ile burunu sildi …