Rüyalarla İlgili Bilinmeyen 7 Bilimsel Gerçek

Rüya, uyku halinin en karakteristik özelliklerinden biridir ve yaklaşık %90 oranla uykunun REM adlı ‘hızlı göz hareketi’ evresinde meydana gelir. Rüyaları görsel ve işitsel algı ve duygular olarak tanımlamak mümkündür fakat rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları halen tümüyle anlaşılmış değildir ve gizemini büyük oranda korumaktadır. Bu bağlamda, rüyaların yorumlamaları, niye görüldükleri ve işleyişleri hakkında birçok teori ortaya atılmıştır. Örneğin, tıbbın babası olarak bilinen İyonyalı hekim Hipokrat’ın teorisine göre uyku hali vasıtasıyla insan vücudundaki hastalıkları önceden bilmek mümkündür. Filozof Ambrosius Theodosius Macrobius ve 12. yy.da yaşamış bir Cistercian keşişi olan Alcher de Clairvaux ise kendi çalışmalarında rüyaları sınıflandırmışlardır. Günümüze gelindiğinde ise halen cevaplanmamış birçok soru bulunmakta fakat bir yandan da hali hazırda yürütülmekte olan birçok çalışma bulunmakta ve her bir araştırma cevap bekleyen soruları sonuca doğru yaklaştırmakta. Bizler ise bu çalışmada rüyalarla ilgili cevap bulmuş fakat bilinirliği olmayan 7 adet bilimsel gerçekten bahsedeceğiz.

1.Rüyalar Kişilerin Yargılarını ve Davranışlarını Etkiliyor

   Harvard Business School’da gerçekleştirilen ve baş yöneticiliğini Michael Norton’un yaptığı çalışmada araştırmacılar rüyaların insanların davranışları üzerindeki olası etkisini sorgulamak istediler, deneklerini ise Bostan tren istasyonlarındaki 182 banliyöden seçtiler. Deneklerden planlanan bir havayolu yolculuğundan önceki gece dört olası senaryodan birinin gerçekleştiğini hayal etmeleri istendi. Senaryoların içerikleri şu şekildeydi:

  • Ulusal tehdit seviyesi turuncuya yükseldi ve terör saldırısı riski arttı.
  • Kendi uçağınızın düştüğüne ilişkin bir rüya gördünüz.
  • Uçak kazalarını düşündünüz.
  • Uçuşunuzun planlandığı rotada gerçek bir uçak kazası meydana geldi.

  Bu senaryoların hangisinin seyahat planlarını daha çok etkileyeceğini incelediler ve oranlar gösterdi ki bir uçak kazası rüyasının seyahat planlarını etkilemesinin olasılığı, bir kaza düşünmenin etkisi veya hükümet uyarısı etkisinden daha fazla. Aynı zamanda bir uçak kazası rüyası görmenin, gerçek bir kazayla aynı düzeyde kaygı ürettiği gözlemlenmiştir.

2.Agresif Kişilik Yapısına Sahip Olanlar Tekrarlayan Rüya Görmeye Daha Eğilimlidir

Gauchat, Zadra, Tremblay, Zelazo ve Seguin 2009 yılında çocukların duygusal ve davranışsal fonksiyonlarını ‘tekrarlayan rüyalarla’ ilişkilendirerek inceledikleri bir çalışma gerçekleştirdi. Hipotezleri ise şuydu: Tekrarlayan rüya gören çocukların görmeyenlere oranla duygusal zorluk seviyesi daha fazladır. Çalışmalarında denek olarak 11 yaşında ve tekrarlayan rüya gören çocukları seçtiler. Bu çocukların davranışları ve duygusal fonksiyonları incelendi ve tekrarlayan rüya gören çocukların göremeyenlere oranla daha yayın olarak agresif kişilik yapısına sahip oldukları ortaya çıktı.

3.Rüyalarınızı Hatırlamak İçin Daha Fazla Uyuyun

   Kimileri rüyaları hatırlamakta çok iyiyken kimileri ise rüyalarını çoğunlukla hatırlayamadıklarını söylerler. Uzm. Deirdre Barrett bu konuya şu şekilde açıklık getiriyor: Eğer rüyalarınızı hatırlamak istiyorsanız ortalama bir Amerikan’dan daha uzun süre uyuyun.  Yaklaşık 8 saat uyuduğunuz taktirde bu sürenin altında uyuyanlara oranla rüyalarınızı daha sık hatırlayacaksınız. Bunun sebebini ise: Bizler ortalama her 90 dakikada bir REM uykusuna geçiş yapıyoruz fakat her bir geçişte REM evresi daha da uzun periodlar şeklinde devam ediyor. İlk evre yaklaşık 2-3 dakika sürerken son evre yarım saat kadar sürebilir. Bu açıdan uyku süresini yarıya düşürmek rüya süresini de yarıya düşürmek anlamına gelmiyor çünkü 8 saat yerine 4 saat uyuduğunuzda rüya sürenizin yaklaşık %80’ini kesmiş oluyorsunuz. Bu bağlamda uyku süresini kesmemek rüyaların hatırlanma oranını yükseltecek en kolay ve etkili yöntemidir.

4. Lusid Rüyaların Normal Rüyalardan Farkı Ön Beyin Aktivasyonudur

Ön beyin alnımızın hemen arkasında soyut düşüncelerle ilişkili olan bölümdür. Bu bölge REM uykusu sırasında genellikle sönümlenir (%100 bir sönüş söz konusu değil fakat aktivasyonu azımsanacak düzeydedir). Ancak Lusid rüyalarda ön beyinde genellikle diğer REM dönemlerinde olduğundan daha aktiftir ve bu sayede rüyadaki tutarsızlıkları fark etmeye başlıyoruz. Yani aslında normal rüyalarda niçin uçtuğumuzu anlamıyoruz veya yaptığımız ‘saçma’ şeyleri sorgulamıyoruz sorusunun cevabı ön beynimizin bu sırada aktif olmamasıdır.

5.Kortikal Körler Doğuştan veya Sonradan Kör Olan Kişilerden Farklı Şekilde Rüya Görürler

Kortikal körlük, beynin oksipital korteks bölgesindeki görsel alanın zarar görmesi sonucunda meydana gelen, tam yahut kısmi görme kaybıdır. Kortikal körlüğü olan bir hasta genellikle görme kaybına uğradığının farkında değildir veya çok az farkındadır. Bu kişiler çevreye baktığında nesneleri, kişileri ve renkleri görüyor fakat bilinçli görüşlerini, obje tanıma özelliklerini ve görsel hayal güçlerini kaybediyorlar. Kortikal kör bireyler sanılanın aksine rüya görürler hatta doğuştan veya sonradan kör olan bireyler de rüya görürler fakat kortikal kör bireylerin rüyaları ne doğuştan kör bireylerin rüyalarına ne de sonradan kör olan bireylerin rüyalarına benzer. Bu bireyler normal hayatta olduğu gibi rüyalarında da objeleri tanıyamaz fakat onları görürler. Aksi tarafta doğuştan körler resim göremiyor ancak aynı seviyede koku, ses, dokunma ve duyguları hissediyor, sonradan kör olan bireyler ise rüyalarında görsel imgeler görebiliyor.

6.REM Dışı Rüyalar Daha Pozitif İçerikli

Rüyalar sadece REM aşamasında görülmüyor, REM dışı da rüya görülebiliyor fakat yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu rüyaların içerikleri farklı olabiliyor. REM dışı rüyada kişiler daha sevecen bir şekilde iletişim kurarken REM evresine geçildiğinde kişiler daha agresif bir yapıya bürünebiliyor.

7.Rüyalarımız Gerçek Hayatla Birleşebilir

Zihnimiz, bedenimizin rüya sırada gerçekten duyduğu ya da hissettiği şeyleri rüyalarımızla birleştirebilir. Mahalledeki inşattan gelen matkap seslerini duyduğunuzda o sesler birden rüyanızda da belirebilir. Bu alanda yapılan birçok çalışma bu hipotezin doğru olduğunu gösterirken zaten birçok kişi bu deneyimi en azından bir kere yaşamıştır.

Rapor Et

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir