Hamile bir ceylan vardı. Doğumu yaklaştığında ormanın en uzak yerine gitti. Bir nehir yanını buldu. Tam doğuracağı esnada gök gürledi şimşek çaktı ve yangın çıktı. Soluna döndü bir baktı ki ona ok atmak isteyen bir avcı var. Sağına döndü aç bir aslan onu avlamak için yaklaşıyordu. Ceylan için o an tek bir düşünce vardı.
Kaçmayı düşündü. En iyi onu yapabilirdi ama eninde sonunda yakalanacağını düşündü ve çıkmazda olduğunu gördü. Kaçacak yeri de yoktu. Ya aslan parçalayacaktı ya yangında can verecekti ya da avcı onu avlayacaktı belki de nehirde boğulacaktı. Her yer tehlikelerle dolu ve ceylan kesinlikle bir kurtuluşu olmadığını düşünüyordu.
İşte o an ceylan gücünün yeteceği şeye odaklanma kararı aldı. Doğumuna odaklandı doğumu yapmaya. Ve doğru olan şeyin doğasını gerçekleştirmeye yöneldiğinde bir şekilde başaracağına inanmak istedi.
Sonra neler mi oldu? Şimşek çaktı, avcının görüşünü kapattı ve çıkan ok aç aslana saplandı. Arkasından şakır şakır yağan o yağmur ormanın tüm yangınını söndürdü.
Ceylan sağ salim doğumunu yapmıştı…
Demem o ki; Tevekkül edip teslimiyet önemli. Hayatımızın her anının zorluklarla kuşatıldığını düşünebiliriz. Unutmayalım ki. Yaradan merhametlidir. En zor anınızda bile O’na güvenin. Hani güzel bir söz vardır.
“Gemini Allah’a teslim et.
Fırtınalar nasıl diniyor seyret.”
Rabbim ol der ve olur… kûn fe yekûn…